Murat Özyer ile Röportaj (Bölüm-4)
Röportajın önceki bölümlerine bu linklerden ulaşabilirsiniz.
Soru: Son iki soruya verdiğiniz cevaplardan sonra “Denklik” konusunun sadece basketbolun değil, Türk Spor Ekosisteminin merkezine oturduğunu söylersem abartmış olur muyum bilemiyorum. Eksik bilgi kalsın istemiyorum. Bu konuda eklemek istediğiniz bir bilgi var mı?
Aslında var. 2019 ‘dan beri tüm branşların “antrenör eğitiminde” en çok kullandığı kelime “Denklik” olabilir. Bizim konumuzu ilgilendiren “Denklik” kelimesini tam tanımlamak lazım.
Muafiyet hak edişi olarak akılda kalacak şekilde tanımlayabiliriz. Spor Bilimleri Fakültesi mezunları için tanınan; temel eğitimden ve bazı akademik derslerden “muaf olma” hakkı. Bu muafiyet ile beraber mezun oldukları bölüme göre “DİREK” D Kategorisi ve C Kategorisi belge alabilmek için TBF’nin kurslarına katılma hakkı, olarak açıklamamız mümkün.
2019 öncesi Antrenörlük Bölümünde okuyan bir üniversite öğrencisi dört sene sonunda diplomasını alırken yanında “ana branşının” C Kategorisi antrenör belgesini de beraberinde alıyordu. TBF’nin kursuna katılması gerekmiyordu. Spor yöneticiliği, beden eğitimi öğretmenliği ve rekreasyon bölümü mezunları ise D Kategorisi antrenör belgesini aynı şekilde alabiliyordu.
2019’dan sonra Gençlik ve Spor Bakanlığı getirdiği denklik mecburiyeti tüm federasyonlarda uygulanıyor.
Bugün dört sene antrenörlük bölümünde ana branş olarak basketbolu seçen öğrenciler, artık mezun olduklarında (eskiden alabildikleri) E Kategorisi antrenörlük belgesi alamıyor. Bunun yanında Spor Lisesi mezunu basketbol E Kategorisi antrenörlük belgesini lise mezuniyeti diplomasının yanında alabiliyor (TBF’nin kursuna KATILMADAN.)
“DENKLİK” konusunu bu kadar detaylı anlatmak istememin sebebi antrenörlük eğitimi ve kursları hakkında bu bilgilere sahip olmadan kamuoyunu “bilgilendirmeye” yönelik paylaşımlar yapan spor insanları oluyor, onlara bir kaynak oluşturmak istedim. Bu detaylar bugünden sonraki paylaşım ve değerlendirmelerini doğru bilgi üzerinden inşa etmelerini kolaylaştıracaktır.
E kategori antrenör belgesinin “sadece” TBF Eğitim Kurulunun eğitimlerinde başarılı olanlara verildiğini, D ve C kategorilerinin kurslarına katılan kursiyerlerin “sadece” TBF’nin eğitiminden geçtiğini düşünen, D ve C kategori kurslarına “DENKLİK” için katılan spor bilimleri fakültesi mezunlarının “daha önceden” alınmış antrenör belgeleri olmadığını bilmeyen, araştırmamış olanlar ve hatalı/eksik paylaşımlar yapanlar için bu bilgilerin faydalı olacağını düşünüyorum.
Soru: Röportajı bu kısmında biraz da eğitim içeriğinden (müfredat) ve içeriğin güncelleme sıklığından konuşalım. İçeriği nasıl ve neye göre belirliyorsunuz?
Antrenör eğitim içeriği ve bu içeriğin kategorilere göre farklı şekillerle öğretilmesi çok değerli iki konu. Eğitim içeriğimiz için beslendiğimiz noktaları sıralamak istiyorum;
-Basketbolda ileri ülkelerin (İspanya, ABD, Avustralya gibi), FIBA’nın ve Euroleague Baş Antrenörler Birliği’nin antrenör eğitimlerinin izlenmesi, incelenmesi
-Avrupa’daki altyapı maç ve turnuvalarının izlenmesi
-Dünya basketbolunda trendleri belirleyen liglerde görev alan ve/veya yakından takip eden spor insanlarının görüş ve önerileri
-Teknik-taktik konuların dışında kalan ve antrenörlüğe direk etkisi olan disiplinlerdeki uzmanların görüş ve önerileri
Bu şekilde içeriğin ana başlıkları ortaya çıktıktan sonra, Eğitim Kurulu üç etaptan oluşan içerik toplantılarını her sene yapar. Birinci etapta başlıklar kurul veya alt kurul üyelerinin sorumluluklarına verilir. Onlar çalışmalarını yapar ve önerilerini sunum şeklinde hazırlarlar. İkinci etapta ise 2 günlük bir çalışma kampı yapılır. Bu süreçte hazırlanan öneriler kurul tarafından tartışılır bir taslak çıkarılır. Taslaklar üzerinde çalışmalar yapılır. Üçüncü etapta ise son toplantı yapılıp eğitim içeriği ile ilgili güncellemeler son halini alır.
Röportajın devamı yakında yayınlanacak…
Bir sonraki bölümlerde;
-Kurslara başvuru ve katılım verileri
-Eğitim Kurulunun iletişimi
-Alt yapı milli takımları
-Alt yapı antrenörleri için kitap
-Kısa sorulara cevaplar