Tünel Görüşü (Naci Özonay)

Değerli Antrenör, Öğretmen, Yönetici Arkadaşlarım ve Okurlarımız;

Çoğu insan başarı sürecinde elinde bir teraziyle, ikide bir bedel-ödül hesabı yapar. İnsanların önemli bir kısmı başarı sürecini bir alışveriş ilişkisi olarak görür. “Başarı için ne verdim, ondan ne aldım” diye içinden tartar. Bu insanların başarıyla çıkara dayalı, “içten hesaplı” bir ilişkisi vardır.

Bu şekilde bir şeyler başaran birçok insan tanırız ama efsanevi başarılı olmuş insanların çoğu başarı için yapmış olduklarının muhasebesini tutmazlar. Çünkü, çalışma sürelerini-harcamış oldukları emekleri “bedel” ve “fedakârlık” olarak görmezler! Karakterleri, kabiliyetleri ve kariyerleri yüzde yüz uyumlu olduğundan, neyi yaşamak için yaptıklarını neyi başarmak için yaptıklarını ayır(a)mazlar.

Onlar genellikle başardıkları işten başka varoluş biçimi bilmeyen insanlardır.

Bu insanların kariyeri karakterlerinin uzantısı gibidir. İşlerinin gereği zaten yapmayı sevdikleri şeydir. Başardıkları şey, yaşam tarzlarının yan ürünüdür. Yapısıyla yaptığı örtüşen insanlar başarıyla doğal bir akışla gider.

Yani, başarı çabasını bir “fedakârlık” olarak görmezler.

Nasıl ki bir kuş uçmak için kaç kanat çırptığının, balık yüzmek için kaç kuyruk salladığının kaydını tutmazsa başarmak için doğduğu işi yapanlar da “fedakârlık” kaydı tutmaz. Aldığı o derin nefesi, yaşamak için mi başarmak için mi içine çektiğini düşünmez! Kariyerleri karakterleri iç içe geçmiş bu insanların başarı için yaptıklarını “fedakârlık” olarak görmemeleri onları en büyük yapar.

Bu tip insanlar fedakarlıkları ve tutkuları sonucu yaşamda yap(a)madıkları ve hayatta kaçırdıklarının hesabını tutmadıkları gibi tutkulu oldukları işleri düşünmedikleri-yapmadıkları zaman yaşamlarının boşa geçtiğini düşünürler.

Bu tutku ve doğal yeteneğin kesiştiği anlar büyük başarılara da imza atılmaya başlandığı dönemdir. Başarıyı hemen hemen herkes ister ama çok az insan elde edebilir. Başarıyı değerli yapan da çok sayıda insanın isteyip az sayıda insanın elde etmesidir. Bu durum “nadirlik etkisidir.”

Altını topraktan değerli yapan, sadece renginin parlak oluşu değildir, aynı zamanda nadir oluşudur.

Değerli Antrenör, Öğretmen, Yönetici Arkadaşlarım ve Okurlarımız;

Motosikletle hızlı giderseniz, tünel görüşüne geçersiniz. Trafikte giderken tehlikelidir ama bir işle ilgilenirken tünel görüşüne geçmek, tutkulu ilgi ile doğal yeteneğin kesiştiği anlarda oluşur. Tutkulu ilgi, doğal yetenek ve lazer odak bileşimidir.

Böyle anlar aşk gibidir zaman durur, hatta genişler. “TÜNEL GÖRÜŞÜ” çok kaliteli bir konsantrasyon halidir. Sanat, spor ve bilimde kaliteli ve kesintisiz konsantrasyon, köklü ve kalıcı başarı getirir.

En büyük başarınız, antrenman yaparken zamanın nasıl geçtiğini unuttuğunuz anlarda ve alanlarda gizlidir. Muhteşem sonuçlar zamanın nasıl geçtiğini unutturacak kadar hipnotik bir konsantrasyonla yapılan işlerden çıkar.

Şunu unutmamalıyız, kendini çalışarak geliştirme şansına sahip tek tür insanoğludur.

Aristoteles; “Sürekli yaptığımız şey neyse biz o’yuz” diye ifade etmektedir.

Değerli Antrenör, Öğretmen, Yönetici Arkadaşlarım ve Okurlarımız;

Başarı onu ödül ve bedelin ötesinde “hesapsızca” sevenlerin olur. Başarıyı ödül ve bedelin ötesinde sevenler kalıcı, görkemli ve onurlu bir başarıyla ödüllendirilir. İnsan başarısını seçtiği gibi, başarı da insanı seçer. Başarı onu içten sevenleri (g)özünden tanır.

Şu durumu hiçbirimizin unutmaması gerekir; “başarılı olmanın bedelini bir dönem için ödemeyenler, başarısız olmanın bedelini bir ömür boyu öderler.”

Başarıyı, başarılı insanı tanımlayan-tanımını yapan birçok yazı gördüm.

Mümin Sekman’ın “Şampiyon Sözleri” kitabındaki “Nedir başarı? Başarılı insan kime denir?” tanımı beni derinden etkileyen en önemli tanımdır diye belirtmek isterim.

Bu tanımı yazarak bitirmek istiyorum:

“Arkasında bir desteği olmasa da kendi gücüne dayanarak yola çıkan, başlangıçta kaybetme ihtimali kazanma ihtimalinden yüksek olsa bile başaracağına inanma cesaretini gösteren, hedefine giderken boyundan büyük engelleri aşan, yolda yaşadığı geçici başarısızlıklardan yılmayıp amacına tekrar yönelebilen, çok sayıda insanın ‘yapmak isteyip de yapamadığı’ noktalara yasal ve ahlaki sınırları aşmadan ulaşabilen, hayata başladığı yer ile hayatta geldiği nokta arasında büyük farklar olan, başlangıçtaki imkanlarıyla orantısız büyüklükte sonuçlar alan, öyküsünü duyan insanlarda hayranlıkla karışık saygı oluşturan bir insan başarılıdır.”

Saygılarımla…

Kaynak: Şampiyon Sözleri Mümin Sekman

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir